Hamilelik Döneminde Beslenme | Madde Madde Beslenme İpuçları

Hamilelik döneminde anne adayının vücuduna aldığı tüm gıda maddeleri, bebeğinin ana besin kaynağıdır. Bu nedenledir ki annenin, bebeğin gelişimi için birtakım besinleri & yiyecekleri özellikle tercih etmesi veya bazılarından tamamen uzak durması gerekebilir.

Dünya genelinde pek çok uzmanın önerdiği gibi, anne adayanın spesifik bir intolerans durumu bulunmadığı takdirde, temelde “besleyici” olarak tabir edilen sağlıklı gıdaları vücuduna alması önerilir. Öyle ki doğum öncesi beslenmede meyve, sebze, süt ürünleri, tahıl ve protein olarak sınıflandırılan 5 besin grubundan dengeli bir şekilde faydalanması elzemdir.

American College of Obstetricians and Gynecologists’e (ACOG) göre, anne adayı olmak, daha fazla kalsiyum, folik asit, demir ve proteine ihtiyaç duymak anlamına gelmektedir. Bu da elbette ki, bu maddelerden zengin besinleri diyete dâhil etmek gerektiği şeklinde yorumlanabilir.

Tüm bu bilgilerin ışığında, hamilelik döneminde nasıl beslenmeniz gerektiğine dair işte bazı öneriler:

Tam Tahıllı Ürünlere Ağırlık Verin

Tam tahıllı ürünler, rafine / işlenmiş tahılların aksine, endosperm, ruşeym ve kepek içeren besin maddeleridir. Sağlıklı beslemenin bir parçası olarak kabul edilen bu türden besinler, hastalıklara ilişkin risklerin indirgenmesi ile ilişkilendirilirken doğum öncesi beslenme programlarında da kendine sık sık yer bulmaktadır. Bunun sebebi tam tahıllı ürünlerin, lif, demir ve B vitamini kaynağı olmasının yanı sıra, enerji veren sağlıklı birleşikler içermesidir.

Hamilelik döneminde de elbette vücuda karbonhidrat alımı yapılmalıdır; uzmanlar bebeğin sağlıklı gelişimi için karbonhidrat ihtiyacının en az yarısının kepekli pirinç, ekmek, makarna ve yulaf ezmesi gibi yiyecekler ile karşılanması gerektiğini bildirmektedir. Bu noktada hatırlatmakta fayda var; lif alımı ile beraber yeterli ölçüde sıvı da tüketilmelidir.

Süt ve Süt Ürünleri Tüketin

Hem protein ve D vitamini hem de kalsiyum açısından eşsiz kaynaklar olan süt ürünleri anne adaylarının beslenme programında sıklıkla yer alması gerekli görülen elementlerdendir. Uzmanlar, günde 3 ila 4 porsiyon olacak şekilde süt ve süt ürünleri tüketimini önermektedir. Öyle ki, gün içinde 1000 ila 1300 mg arasında kalsiyum alımı ideal olarak kabul edilmektedir.

Peynir ve yoğurt gibi süt ürünleri ayrıca bebeğin beyin ve sinir sistemini geliştiren iyot açısından da zengindir. Yalnızca bir kâse yoğurdun günlük iyot ihtiyacının %60’’ını karşıladığı bilinmektedir.

Yağsız Proteinleri Tercih Edin

Hayatın her döneminde olduğu gibi hamilelik boyunca da “iyi protein” almak oldukça önemlidir. Bebeğin gelişimini destekleyen proteinin her öğünde tüketilmesi önerilmektedir; balık, yumurta, soya peyniri, fasulye, süt ve kuruyemişlerin tüketimiyle bunu gerçekleştirmek mümkündür. Ve unutulmamalıdır ki protein yalnızca hayvansal ürünlerde bulunmaz; vejetaryen anne adayları için de bitkisel ürünler üzerinden protein tabanlı beslenmek mümkündür.

Meyve ve Sebze Tüketimine Önem Verin

Tıpkı tam tahıllı yiyecekler gibi, meyve ve sebzeler de düşük kalorili olmalarının yanı sıra, lif, vitamin ve mineraller yönünden zengindir. Başta koyu yeşil yapraklı sebzeler – pırasa, ıspanak, bazı vb. – ve mevsim meyveleri olmak üzere anne adaylarının beslenme programının bir kısmının bu ürünlerden oluşturulması önerilmektedir. Hamilelik döneminde 25 ila 27 miligram arasında demir alımı ideal olarak kabul edildiğinden; yeşil yapraklı sebzelerin tüketiminin önemi artmaktadır.

Buna ek olarak, özellikle hamileliğin ilerleyen dönemlerinde annenin, meyve şekeri ile ilgili bir intoleransı bulunmadığı sürece, her gün 1 ila 2 öğün meyve ve sebze yemesi istenir.

Gebeliğin ilk aylarında ise sabah bulantısını hafifletmeye yardımcı olan B6 vitamini yönünde zengin avokadonun tüketimi tavsiye edilir.

Hamilelik Süresince Kafeini Sınırlayın

Çay, kola ve kahve gibi sıklıkla tercih edilen içeceklerde büyük oranda bulunan kafeinin gebelik döneminde sınırlandırılması gerekmektedir. Oldukça güçlü bir uyarıcı olan kafein, günde200 mg’dan daha az tüketilmelidir. Bunun sebebi, aşırı kafein tüketiminin düşük ve erken doğum gibi sorunlar ile ilişkili bulunmuş olmasıdır.

Pastörize Edilmemiş Ürünlerden Uzak Durun

Halk arasında “çiğ” olarak tabir edilen pastörize edilmemiş birtakım besinler, doğum öncesi çeşitli komplikasyonlara neden olabileceği gibi, doğum sonrası da bebeği ciddi şekilde etkileyecek enfeksiyonları tetikleyebilir.

Zararlı bakterileri ortadan kaldırmak için yüksek ısı uygulama prensibine dayanan pastörizasyon aşamasından geçmemiş süt ve bu sütten üretilen peynir ve yoğurtlar “listeria enfeksiyon” adı verilen bir gıda zehirlenmesine sebep olarak, düşük ve erken doğum gibi çok ciddi sonuçlara yol açabilir.

Böyle bir durumla karşılaşmamak adına pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinden uzak durmak; çiğ sosis, salam ve sucuk tüketmemek oldukça önemlidir. Bununla beraber, her türlü şarküteri ürününü yalnızca güvenilen marketlerden almaya özen gösterilmelidir; öyle ki, jambon, tavuk, ton balığı ve deniz mahsulleri uygun koşullarda saklanmadığı / satılmadığı durumda zararlı bakteriler için bir yuvaya dönüşebilir.

Balık Tüketiminde Dikkatli Olun

İçeriğinde metil cıva düzeyinin yüksek olduğu, uskumru, köpek balığı, marlin, kiremit ve kılıç balığı gibi deniz ürünlerinin tüketimi söz konusu olduğunda, anne adaylarının dikkatli olmaları önerilir. Bilindiği gibi metil cıva, plasentadan sızarak direkt olarak bebeğe etki edebilen; böbreklere ve sinir sistemine

Sorularınızı ve düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz:

Yorum & Soru Bırakın

Anne Rehberi
Logo